Üst Reklam

Küçük şehirde fikir pazarlama - kreatif iş yapma

Merhabalar, bugün küçük şehirde kreatif iş yapmanın yani fikir satmanın artı ve eksilerini gözden geçirelim istedim.

Edirne'de yaşıyor olmamdan ötürü bunun bir çok eksi ve artısına vakıfım. Yaklaşık olarak 1 yıllık bir reklam ajansı maceram oldu. Küçük illerin - ilçelerin reklam&fikir konularında açlığı zaten herkes tarafından bilinen bir gerçek. Edirne gibi az emek ile çok para kazanabileceğinizi gördüğünüz şehirler genelde sizi yüzüstü bırakır. Peki neden ?

Ahbap & Siyasi İlişkiler

Ufak şehirlerin en büyük avantajı herkesin birbirini tanıyor olmasıdır. Fakat bu aynı zamanda çok büyük bir kalitesizliğe yol açan ilk adımdır. Yani en büyük dezavantaj diyebiliriz. Dezavantaj olmasında ki en büyük sebep ahbaplık ilişkisinin işe profesyonel bakmayı engellemesi. Elbette bir yerden sonra ahbap ilişkisi gibi siyasi ilişki falanda giriyor fakat bu büyük şehirlerde de mevcut bir durum.

Ekonomik faktör

Küçük şehirlerin bilboardlarına raketlerine baktığınız zaman vizyonlarını az çok anlayabileceğinizi düşünenlerdenim. Biraz daha kavramak için dijital ortama girmek gerekiyor. (Facebook beğeni sayfası, twitter, web site vb.) Bu nokta da  açıkçası işveren olan esnafa mı kızmalı, tabiri caizse merdiven altı tasarım yapan tasarımcılara mı kızmalı sürekli düşünürüm. Basit bir logo tasarım örneğin 300 TL ise bunu 75 TL ye yapan tasarımcı mı esnafı ucuza alıştırmıştır yoksa " - Oha ! 300 TL ye logo mu olur !" diyen esnaf mı tasarımcının elini kolunu bağlamıştır ? Benim fikrime göre ilk ihtimal daha kuvvetli. Çünkü her zaman daha ucuzunu yapan vardı ve siz kalitenizden taviz vermiyorsanız o işi kaybedeceksiniz. 300 TL diyen adam kelebek konduracaksa, 75 TL lik adam google'da logo psd download yazarak hazır logo yapacaktır. (bknz. Resim 1) "- İkisi de iş görüyor mu ? görüyor." diyen adamla zaten tasarım adına veya fikir adına konuşacak kelamım yok.

Resim 1

Aidiyet duygusu

Daha önce çalıştığı ve memnun kaldığı (kendi standartlarına göre) ajansı veya freelance çalışan arkadaşı bırakmama yola onunla devem etme çabası. Bu pozitif anlamda bir katkı sağlıyor ise bundan daha verimli bir ortaklık olamaz. Bir süre sonra sanki şirketinizde dijitale bakan bir servis kurmuş kadar rahat eder ve bu rahatlıkla çalışırsınız. Tabii danışmanlık diye bir sistemden haberiniz var ve bu işin ücretli bir hizmet olduğundan haberiniz var ise..

Fakat bu aidiyet duygusu maddiyat veya tasarımcının kendi gözünü size empoze etmesinden kaynaklanıyorsa sıkıntılı bir durum oluşturabilir. Kötü tasarım = Kötü sonuç. Unutulmamalıdır ki çok kaliteli bir tasarım gözü dahi olsa bir yere hep aynı gözle bakmak bir süre sonra kör olmakla eş değer hale gelecektir.


Ajans vs Freelance

Çoğu küçük şehirde ajans ile freelance çarpışmasında galip çıkan tarafın freelance olduğuna şahit oldum, uzaktan gördüm veya yaşamadığım hatta daha önce hiç gitmediğim illere freelance iş yaparak tecrübe ettim. İnsanlar karşısında muhattap bir adres, çay içecek bir masa veya "nooldu bizim o işler yea ?" diye uğrayabilecekleri ajanslara daha çok güveniyor fakat işi serbest çalışan arkadaşlara veriyor. Çünkü esnaf biliyor, serbest gezen adam daha ucuz.Bu kısası çok uzakta aramamak gerek;  seyyar parfüm satan adamların fiyatları ile dükkanda satan adamların fiyatlarının bir olmaları mümkün müdür ? Durum sonrasında şuna benziyor :

Resim 2

Durum buna benziyor fakat freelance adam aslında böyle paralı olduğunu sanıyor. Ajansa göre daha az kazanıyor ve böylelikle; hem ajansı, hem kendini hemde piyasayı bitiriyor. Bunu bittiği gün anlayacağız.

Büyük şehir faktörü

Bir çok taşra illerinin özellikle masaüstü-paket program tarafını büyük şehirler kapatmış durumda. Haliyle özgün bir program yapıp bu firmalara satmanız mümkün değil çünkü sizin barkod okuyucuya verdiğiniz fiyata adam yazılımla beraber barkod okuyucu veriyor. Bunun da nedeni pazar genişliği, anlaşılacağı tabir ile sürümden kazanma. Bunu sen kişiye özel veya sektörde ki 5 firma için kodladığın bir programda uygulayamazsın. Fiyatları bu kadar düşürdüğün zaman verdiğin emeğin bir anlamı kalmıyor çünkü. Hoş programcılar her zaman "Ne hayat var, ne para" diye hayıflanır..

Resim 3

Şimdi de biraz tasarımcı tarafından bakarak inceleyelim;

Fiyatlandırma sorunu

Taşralarda en büyük problemin fiyatlandırma olduğunu düşünüyorum. Çünkü eline çantasını almış 200 liraya dahi web site yapabilecek potansiyel taşıyan çok fazla insan var. Öyle ki; benim pazarlıkla düştüğüm fiyata "tablet hediyeli web site" yapan gördüm ki daha pazarlığa oturmadan bu düşünün. Bu da haliyle liseden veya yükseköğretimden yeni çıkıp gelmiş pırlanta gibi yanan bir sürü fikri olan ve bu fikirlerle firmaların vizyonunu değiştirebilecek, harika tasarımlar ve müthiş işler çıkarabilecek adamları MALESEF 300 TL ye web site paketi, 150 TL ye Logo+1000 adet kartvizit satar hale getiriyor. Yani aslında suçu önce esnafta aramamak gerek. Önce içinde ki irlandalıları, brütüsleri öldüreceksin ki; hakettiğin değeri görebilesin. 

Biz berberler odası gibi oturup saç traşı 10 TL, damat traşı 50 TL diye fiyatlandırma yapabilecek bir işe sahip değiliz ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum çünkü bunu senelerdir kimseye anlatamadık ve anlatamayacağız. Benim naçizane tavsiyem, hakkını almıyorsanız işi de baltalamayın.

Tasarım - Yetenek - Yaratıcılık sorunu

"- Abi şu dijital işinde deli para var, sıfır sermaye %100 kar !" kafası ile bu işe giren adamların çokluğunun sıkıntısını yaşar taşra. "-Web site mi ? abi herkes web site kuruyor yea" diye konuşan adamlara web site ile script arasında ki farkları anlatacak halimiz yok. Ne yazık ki (üzülerek söylüyorum) Edirne'de sıfırdan kodlanmış bir sistem satmak neredeyse imkansız. Edirne'nin tanıtımı için yapılmak istenen bir proje de bir istisna yaşamıştım. Her şeyi özgün ve sıfırdan yapmak için kolları sıvamıştık lakin ajansın ömrü yetmemişti. Böyle de güzel bir hikayeyi yarım bırakmıştık. Tamamladığımız bir kaç sempozyum, etkinlik sistemleri de var elbette.

Google tabanlı tasarımlar, freepik, 365psd gibi sitelere girerek oradan psd indirenler, free wp theme aramalarını google yaza yaza klavye tuşunu sildirenler taşralarda "bizim yeğen yapıyor bu işi yea" diye bilinir. Haliyle bu adamdan kallavi bir revize istediğin zaman sana senin istediğini yapmak yerine hazır bulduğunu empoze eder yada en fazla font değiştirir. 

Taşrada; Photosopta 2 layer ile çalışabilen herkes grafikerdir, domain hosting satın alabilen herkeste webmaster.

Sonra tasarımlar bu şekilde oluyor :

Resim 4 


Son olarak değinmek istediğim bir nokta var : Esnaf'ın ekonomik olarak daha uygunu tercih etmesi bir şekilde kabul edilebilir. Fakat büyük firma yöneticileri, siyasiler ve bürokratların kesinlikle profesyonel ekiplerle çalışmaları gerekiyor. Yoksa sonucu ağır olabiliyor. İlimizde üst düzey bir yöneticinin twitter hesabı patlayalı neticede çok uzun zaman olmadı.

Tüm bu nedenler-sonuçlar topluluğunda taşralar beyin takımını büyük şehirlere uğurluyor ve kendi bünyesindeki tasarım ayağını 2. sınıf kaliteye teslim ediyor. Umarım bir gün, iyi reklamın müşteriyi kapısına kadar getirebileceğini farkedenlerin sayısı çoğalacaktır.

İyi çalışmalar.



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.